Hangi duyguyla, hangi esinle yazılmış olursa olsun, bu yapıt, her şeyden önce eğitmenlerin, eğitim bilimcilerinin incelemeden, tartışmadan geçemeyecekleri bir yapıttır.; Rousseau’ya göre, insan doğuştan iyidir; onu kötü yapan, toplumsal kurumlar, kötü eğitim ve törelerdir.; Öyle ki “Eğer dünyada insanların hiç kötülük yapmadan yaşamadığı ve yurttaşların zorunluluktan düzenbaz oldukları bayağı bir devlet varsa, burada kötülük yapanı değil, onu kötü olmaya zorlayanı asmak gerekir.; ” Onu “bilim düşmanı” olarak niteleyenlerin de şu sözleri okuması gerekir: “Amacım ona (Émile’e) bilim öğretmek değil, gerektiğinde bilimi öğrenmeyi ve buna hak ettiği değeri vermeyi ve her şeyin üstünde, gerçeği sevmeyi öğretmektir.; ” “Ey insan” diyor Rousseau, “artık kötülüğün yaratıcısını arama, bu yaratıcı sensin.; ” Kısaca, yine Rousseau’nun deyimiyle, “Bu yapıt… özünde insanın sahip olduğu doğal iyiliği inceleyen bir yapıttır; kötülüğün ve kusurların onun yapısına yabancı olduğunu, onu dışarıdan istila edip duyumsanmaksızın değiştirdiğini göstermesi amaçlanmıştır.; ”