“Evinde yalnız bırakılmış çocuklar için bu dünya ev değil. ; İçine doğduğumuz her ev evimiz değil.” Benim çocukluğumdaki evim camdandı. ; Kırar kırar tekrar yapıştırırdık. ; Kaç kere döküldü üstümüze o ev biliyor musun? Kaç kere yaralandık odalarımıza girmeye çalışırken. ; Bu kadar çok yara aldığımızı belli etmedik el âleme tabii. ; Canımız kesildi ev içinde kaldı. ; Kol kırıldı yen içinde kaldı. ; Babam kırılan camlardan odama ayna yaptı. ; Bakardım. ; Nerde kırılıp nerde birleştiğimi izlerdim. ; Parça parçaydım. ; Yüzümü tam göremediğim için hep eksik hatırlıyorum çocukluğumu. ; Annem dökülen parçalardan kendine kolye yaptı. ; Batardı. ; Elimi uzatmaya kalktığımda canım yanardı. ; Onun yanına yaklaşamadığım için tam anımsamıyorum anne kokusunu. ; O parçalanmış eve evim diyemediğim için bilemiyorum evimin neresi olduğunu. ; Evimi bulamıyorum. ; Kendimi bildim bileli arayıp duruyorum. ; Hiçbir sorgulamamda cevaba ulaşamıyorum. ; Sanki yersiz ve yurtsuzum. ; Hatırladığım ilk anılarımda bile aidiyetsizim. ; Dünyanın neresine gitsem adressizim. ; Hangi çatının altına sığınsam yine evsizim. ; Koca dünyada kendime bir sığınak bulamıyorum. ; Yerlere göklere sığamıyorum. ; Benim evim neresi?;